Baharda doğa canlanırken polenler yaşam kalitenizi düşürmesin!

PROF. DR. ZEYNEP FERHAN ÖZŞEKER’DEN ALERJİK ASTIM HASTALARINA ÖNEMLİ UYARILAR

Baharda doğa canlanırken polenler yaşam kalitenizi düşürmesin!

İlkbaharda doğa canlanırken ev tozları ve polenlerin alerji hastalarının yaşam kalitesini düşürdüğünü belirten TÜSAD Astım ve Alerji Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Zeynep Ferhan Özşeker, bu süreçte hekim kontrolünde olmanın ve ‘kaçınma tedbirleri’ almanın önemini vurguladı. Alerjik astımın tedavi edilebilir bir hastalık olduğunun altını çizen Özşeker, Mart ayında başlayıp Temmuza kadar devam eden polen mevsiminde sabah saatlerine dikkat edilmesini önerdi.

Kış aylarında hava kirliliği ve soğuk gibi çevresel etkenler yüzünden zorlanan astım hastaları, bahar ayları ile birlikte başka bir mevsimsel tehditle karşı karşıya kalıyor. Polen yoğunluğundaki artış özellikle alerjik astımı olan kişileri zorluyor. Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) Astım ve Alerji Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Zeynep Ferhan Özşeker, hekim kontrolünde ilaç tedavisinin yarı sıra hastanın “kaçınma tedbirleri” almasının da önemini vurguladı.

YAŞAM KALİTESİNİ DÜŞÜRÜYOR
“Bahar doğanın canlandığı, vücudun yenilendiği bir dönem, ancak bazı riskleri de beraberinde getiriyor. Alerjik bünyesi olanlar için ilkbahar zor bir mevsim haline dönüşebiliyor” diyen Özşeker, şunları söyledi: “Alerji hastaları için gerek ev akarları, gerekse polenler büyük risk oluşturuyor. İlkbahar alerji hastalarının yaşam kalitelerinin düştüğü, öğrencilerin okul başarısızlıklarının yaşandığı, devamsızlıkların arttığı, çalışanların iş veriminin azaldığı, ev hanımlarının kolunu kaldıramadığı sıkıntılı bir döneme dönüşüyor. Ev tozu akarları ve polenler bu dönemde alerjik rinit, alerjik astım, halk arasında kurdeşen olarak bilinen ürtiker hastalığına neden oluyor. Alerji yaşam kalitesinin ileri derecede düşmesine neden oluyor.“

BAHAR NEZLESİ İLE KARIŞTIRILIYOR
Mevsim itibariyle sıradan soğuk algınlığı ve nezleyle, bahar nezlesinin birbirine karıştırılabildiğini, ancak iki durumun da farklı tedaviler gerektirdiğini belirten Özşeker, şu bilgileri verdi: “Bahar aynı zamanda influenza virüs, rhino virüs gibi mikropların neden olduğu viral solunum yolu hastalıklarının da aktif olduğu gibi dönem. Bu iki farklı hastalığı karıştırmamak için belirtilere dikkat etmek gerekir. Alerjinin en belirgin özelliği kaşıntıdır. Burun kaşıntısı, geniz kaşıntısı, hapşırık, burun akıntısı- tıkanıklığı, boğazda gıcık hissi, öksürük, gözlerde kaşıntı sulanma, kulaklarda kaşınma gibi belirtiler ortaya çıkıyor, halsizlik de yaşanıyor. Hastalık bu belirtilerle ortaya çıktığında ve belirtiler bir haftadan daha uzun sürdüğünde bu kişilerin Alerji ve İmmünoloji bölümlerine gitmesi gerekiyor. Alerjik nezleye hışıltılı solunum, öksürük, göğüste baskı hissi, özellikle sabaha karşı nefes darlığı ya da öksürükle uyanma gibi belirtiler eşlik ediyorsa akla alerjik astım gelmelidir. Efor sırasında ya da spor yaparken nefes darlığı hissedilmesi, gülmek, ağlamak gibi duygu değişiklikleri sırasında ortaya çıkan öksürük atakları ve nefes darlığı astımın en önemli belirtileridir. Bunların hepsi bir arada görülebileceği gibi, hepsi bir arada olmayabilir de.”

TEDAVİSİ OLAN BİR HASTALIK
Alerjik astım kişinin hayatını tehdit eden bir hastalık olmasına rağmen “korkmaya gerek yok” diyen Özşeker, “Eğer komşunuz doktorunuz değilse astım tedavi edilebilir bir hastalık. Astımda temel hedef onu kontrol altında tutmak. Önerilen ilaçları düzenli kullanarak, hekim uyarılarını dinleyerek, kontrollere düzenli giderek astımı kontrol altında tutmak hastalarımızın elinde” dedi. Alerjinin özelliğine göre tedavi sürecinin kişiselleşebileceğini belirten Özşeker, şu bilgileri aktardı: “Eğer ev tozu alerjisi, mantar sporlarından kaynaklanan ya da kedi, köpek gibi evcil hayvanlardan kaynaklanan alerjik semptomlar varsa belirtiler yıl boyu devam edebilir. Çimen-ot poleni alerjisi ise genellikle Mart ayında başlayıp Temmuz ayına kadar devam eder, ancak bu dönemde büyük sıkıntı yaratır. Yabani ot alerjisi ise genellikle Ağustos ayında başlar, Ekim-Kasım gibi sonlanır. Alerjik astımlı hastaların yüzde 70-80’inde alerjik rinit vardır. Eğer alerjik rinitinizi kontrol altına alamazsanız, alerjik astımı da kontrol altına alamazsınız. İkisinin birden tedavi edilmesi gerekir.”

‘KAÇINMA TEDBİRLERİ’ ALMAK GEREKİYOR
Alerjik bünyeler için “kaçınma tedbirleri”nin büyük önem taşıdığını vurgulayan Özşeker, “Alerjik bünyesi olanlar bahar aylarında nelere dikkat etmeli” sorusunu şöyle yanıtladı: “Polen alerjisi olan hastalarımız bahar aylarında yaşam kalitesini düşürmemek için, günlük ritimlerini ona göre ayarlamalı. Polenlerin açık havada en yoğun görüldüğü zamanlar sabah saatleridir. Bu nedenle evlerimizi sabah değil, öğleden sonra havalandırmalıyız. Ancak sabah saatlerinde dışarı çıkmak zorunda olan çalışanlar, öğrenciler maske ve gözlük kullanmalılar. Eve döndüklerinde de üstlerini çıkarıp yıkamalı, mutlaka duş almalılar. Havalar ısınsa bile polen mevsimi sona ermeden geceleri pencere açmamalarını da öneriyorum. Yaz geliyor, hemen herkes bu dönemde kilo vermek isteyecek. Alerjik astımı olanlar da açık havada spor yapmak, yürüyüşe çıkmak isteyebilir. Ancak yürüyüş ya da sporu, sabahları ve özellikle rüzgarlı havalarda yapmalarını önermiyoruz. Polen ya da ev tozu akarı alerjisi olan özellikle alerjik rinitli hastalar iyi bir İmmünoloji ve Alerji uzmanı tarafından uygulanacak olan aşı tedavisinden de fayda görebilir”

ALERJİSİ OLMAYAN ASTIM HASTALARI HAYVAN BESLEYEBİLİR
Astım hastalarına yönelik alınacak önlemlerden bir diğerinin de alerjik reaksiyon gösteren evcil hayvan bakımı olduğunun altını çizen Özşeker sözlerine şöyle devam etti: “Astım hastaları eğer beslemeyi düşündükleri hayvana karşı alerjik değillerse, ev tozu akarı alerjileri yoksa evcil hayvan besleyebilirler. Eğer bunlara karşı alerjileri varsa evde evcil hayvan beslemelerini önermeyiz. Ama daha öncesinde kedi ya da köpekleri varsa ve onlara yeni sahip edindiremiyorlarsa bu hastalara da aşı tedavisi yapabiliriz.”